KKTC tarafından Türkiye'ye lisanslanan parsellerde, ABD'nin enerji şirketi Chevron ile sondaj faaliyetine başlamayı planlayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) girişimi, Akdeniz'deki Türk gaz rezervini doğrudan etkileyebilir. Akdeniz'de Yunan ve Rum yayılmacılığına karşı Libya ile yapılan Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması'nın mimarı olan müstafi amiral Cihat Yaycı, Haber Global Web Özel için söz konusu Rum faaliyetinin teknik analizini yaptı. Bir noktada yapılan sondajın sadece o sahada sınırlı kalmadığını belirten Yaycı, Türkiye'ye ait rezervlerin nasıl etkileneceğini açıkladı.

LİSANSI TÜRKİYE'DE
GKRY, Akdeniz'de 6 ve 12. parselde yer alan Afrodit gaz sahasının işletilmesi için ABD’li enerji devi Chevron ile 17 Şubat 2025 günü anlaşma imzalamış, sondaj hazırlıklarına ilişkin faaliyet yapmak üzere bir de NAVTEX yayınlamıştı. Ancak söz konusu alanda çalışma yapmak için KKTC tarafından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) lisans verilmişti. Rumların ilan ettiği parsellerden; Kıbrıs'ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin de Türk kıta sahanlığı ile çakıştığı belirtiliyor.
REZERV KAYABİLİR
Yaycı'nın söz konusu parsellerdeki durumla ilgili teknik değerlendirmesinde şu bilgilere yer veriliyor: "Afrodit sahası, Kıbrıs adasının güneyinde, GKRY'nin tek taraflı ilan ettiği MEB içinde yer almaktadır. Sahada yaklaşık 120-140 milyar metreküplük doğalgaz rezervi bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu rezerv, bölgesel enerji piyasasına önemli bir katkı sağlayabilecek kapasitededir. Türkiye ve KKTC’nin deniz yetki alanları dikkate alındığında, GKRY’nin Afrodit sahasında yürüttüğü faaliyetlerin doğrudan veya dolaylı olarak şu etkileri olabilir: GKRY’nin, Türkiye ve KKTC’nin haklarını göz ardı ederek sondaj yapması, uluslararası hukuka aykırı bir durum teşkil etmektedir. Türkiye’nin kıta sahanlığı ve KKTC’nin hak iddia ettiği bölgelerle örtüşen alanlar söz konusudur. Doğalgaz sahaları genellikle sınır ötesi yapılar gösterebilir. Afrodit sahasında gerçekleştirilecek sondaj ve üretim faaliyetleri, KKTC ve Türkiye’nin potansiyel rezervleri ile bağlantılı sahalarda rezerv kaymasına yol açabilir."
TÜRKİYE BYPASS EDİLİR
Afrodit sahasındaki kaynakların uluslararası enerji şirketleri aracılığıyla çıkarılmasının, Türkiye’nin bölgesel enerji planlarını etkilediği; GKRY'nin, söz konusu kaynakları kullanarak Türkiye’yi bypass eden projelere yöneldiği vurgulanırken, Cihat Yaycı, İsrail'in de denklemde olduğunu belirterek, "12. parseldeki Afrodit gaz sahası da İsrail'in Yishua gaz sahası ile kesişiyor. Daha önce bu sahadan pay isteyen İsrailliler, 'bir çözüm anlaşmasına varılana kadar' bölgede sondaj yapılmamasını istemiş, hatta bu konuda tüm enerji şirketlerine birer mektup göndermişti" hatırlatmasını yapıyor.

TÜRKİYE NE YAPACAK?
Türkiye'nin, GKRY’nin Afrodit sahasında yürüttüğü tek taraflı sondaj faaliyetlerine karşı diplomatik, teknik ve askeri seçenekleri olduğu belirtilirken şu öneriler sıralanıyor: "Bu noktada, Mavi Vatan’da hem Türkiye’nin de elini kolaylaştıracak, hem de KKTC’nin diplomatik ve ekonomik olarak elini güçlendirecek bir stratejik açılım daha mümkündür. Madem Türkiye çeşitli nedenlerle Doğu Akdeniz’de istediği alanlarda faaliyet gösteremiyor, o zaman bu faaliyetlerin KKTC eliyle yapılması her bakımdan faydalı olacaktır. Bu kapsamda sismik araştırma ve sondaj gemilerimizden bir ya da birkaçının tamamen ya da belli bir süreliğine KKTC’ye devredilmesi ve KKTC bayrağı çekilmesi düşünülebilir."
KAYNAK: HABER GLOBAL /ERTAN ALTAN
https://haberglobal.com.tr/gundem/akdenizde-afrodit-krizi-rumlar-gazi-nasil-calacak-426893