Kıbrıs Türk halkı, tarih boyunca kimliğiyle, inancıyla ve kültürüyle barış içinde yaşamayı başarmış, özgürlükleri konusunda hiçbir dış otoritenin rehberliğine ihtiyaç duymamış onurlu bir halktır. Ne yazık ki bugün, bu halkın en üst makamında oturan kişi, yani Ersin Tatar, yaklaşan seçimleri fırsat bilerek bir kez daha toplumu yapay gündemlerle kutuplaştırmaya çalışmaktadır.
Son olarak Türkiye Cumhuriyeti'nden bir gazeteye verdiği röportajda, hem Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne hem de Genel Başkanımız Tufan Erhürman'a yönelik kullandığı ifadeler, en hafif tabirle sorumsuzluktur. Tatar, toplumu bölmek ve seçimlerde "avantaj elde etmek" adına hassas konuları siyasi malzeme haline getirmekte, kendi iktidarını koruyabilmek adına toplumsal barışı tehlikeye atmaktan çekinmemektedir.
Kıbrıs Türk halkının son dört buçuk yılını "çöpe atan" Sayın Tatar, kendisinin de hiçbir zaman gerçekleştirilemeyeceğini bildiği "iki devlet" tezinin duvara toslamasıyla çıkış yolu aramaktadır. Seçimlerde başarı elde edebilmek adına çıkış yolu arayan Tatar, Türki devletlerin Kıbrıs'ın güneyine elçilik açma kararının ardından ne yapacağını şaşırmış ve Genel Başkanımız Erhürman'ı "devlete ihanetle" suçlayacak kadar kendinden geçmiştir.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’a yönelik asılsız ithamlar, Ersin Tatar’ın artık gerçeklerle değil, algılarla siyaset yapmaya çalıştığının göstergesidir. Tatar, “iki devletli çözüm” adı altında Kıbrıs Türk halkını dünyadan izole eden statükonun savunuculuğunu yaparken, CTP çözüm, barış ve uluslararası meşruiyet için çalışmaktadır. Tatar'ın partimize yönelik “ihanet” söylemleri, kendi acizliğinin bir göstergesidir.
Bu halk sizin gündem tuzaklarınıza düşmeyecektir. Halkın iradesinden korkanlar, gündemi başörtüsü, külliye, su projesi gibi tartışmalarla çarpıtma telaşındadır. Ancak Kıbrıs Türk halkı, bu oyunu çoktan görmüş ve kararını vermiştir. Gerçek gündem; yoksulluk, adaletsizlik, ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, yolsuzluklar ve ülkenin yönetilmemesi gerçeğidir.
CTP olarak; toplumun ortak değerlerini siyasetin malzemesi haline getiren bu anlayışı reddediyor, Kıbrıs Türk halkının ayrıştırıcı dile karşı her zamanki gibi birlik olacağına inanıyoruz. Kıbrıs Türk halkı kimsenin seçim oyuncağı değildir.
