COVID-19’a neden olan virüs, sürekli olarak mutasyona uğrayarak birçok antikor tedavisinin etkisiz hale gelmesine yol açıyor.
Stanford liderliğindeki bir araştırma ekibi, virüsün evrimini takip edebilecek uzun süreli tedaviler geliştirmek için iki antikor kombinasyonu kullanma yolunu buldu. Bir antikor, virüsün stabil bir kısmına bağlanırken, diğer antikor enfeksiyonu engelliyor.
Bu yenilikçi yaklaşım, tüm test edilen SARS-CoV-2 varyantlarını etkisiz hale getirdi ve daha uzun süreli tedavilerin önünü açabilir. İleriye dönük geliştirilirse, diğer koronavirüsler, grip ve HIV gibi hastalıklarla da mücadelede kullanılabilir.
Sürekli mutasyona uğrayan bir virüsle mücadele
COVID-19’a neden olan virüs, sürekli olarak mutasyona uğruyor ve bu da mevcut antikor tedavilerinin etkisini yitiriyor.
Pandemi sırasında geliştirilen birçok tedavi, yeni varyantlara karşı artık etkili olmuyor. Ancak, Stanford Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, virüsün evrimini takip edebilecek daha uzun süreli tedaviler oluşturmanın bir yolunu keşfetmiş olabilir.
Ekip, virüsün stabil bir kısmına bağlanan bir antikorla, enfeksiyon yeteneğini engelleyen diğer bir antikorun kombinasyonunu kullanarak bir yöntem geliştirdi.
Laboratuvar testlerinde bu antikor kombinasyonu, orijinal SARS-CoV-2 virüsünü ve tüm varyantlarını, Omicron dahil olmak üzere, etkisiz hale getirdi. Ekip bu bulgularını 5 Mart 2025 tarihinde Science Translational Medicine dergisinde yayınladı.
Çalışmanın kıdemli yazarı Christopher O. Barnes, “Değişen bir virüse karşı, virüs evrimine dirençli yeni bir tedavi nesli geliştirdik, bu tedavi, SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş kişiler için yıllarca faydalı olabilir” dedi.
Gözden kaçan bir seçenek
Barnes ve birinci yazar Adonis Rubio liderliğindeki ekip, COVID-19’u atlatmış hastalardan bağışlanan antikorlarla bu araştırmayı gerçekleştirdi. Bu antikorların virüsle nasıl etkileşime girdiğini inceleyerek, nadiren mutasyona uğrayan bir virüs bölgesine bağlanan bir antikor buldular.
Virüsün Spike N-terminal domaini (NTD) içinde yer alan bu alan, doğrudan tedavi için faydalı olmadığı için genellikle göz ardı edilmişti. Ancak, bu bölgeye bağlanan özel bir antikor, virüse tutunmayı sürdürüyor. Bu, yeni tedavilerin tasarlanmasında faydalı çünkü başka bir antikorun virüsün reseptör bağlanma bölgesine (RBD) tutunmasını sağlıyor ve böylece virüsün insan hücrelerine bağlanmasını engelliyor.
Daha dayanıklı bir savunma tasarlamak
Araştırmacılar, bu çift veya “bispeçifik” antikorları, CoV2-biRN adıyla tasarladılar. Laboratuvar testlerinde, bu antikorlar SARS-CoV-2’nin tüm bilinen varyantlarına karşı yüksek oranda nötralizasyon sağladı. Ayrıca, farelerde omicron varyantının bir türüne maruz kalan hücrelerde viral yükü önemli ölçüde azalttılar.
İleriye gidiş: COVID-19 ötesi
Bu keşfin insan hastaları üzerinde tedavi olarak kullanılmadan önce daha fazla araştırma ve klinik deneme yapılması gerekiyor, ancak yaklaşım umut verici ve yalnızca COVID-19’a neden olan virüs için değil.
Araştırma ekibi, bispeçifik antikorları, tüm koronavirüsler üzerinde etkili olacak şekilde tasarlamayı planlıyor. Bu virüs ailesi, soğuk algınlığına, MERS'e ve COVID-19’a neden olan virüsleri içeriyor.
Bu yaklaşım, grip ve HIV gibi hastalıklar için de etkili olabilir.
Barnes, “Virüsler, nüfusu enfekte etme yeteneklerini korumak için sürekli evrimleşiyor,” diyor.
“Buna karşı koymak için geliştirdiğimiz antikorların da etkili olabilmesi için sürekli evrimleşmesi gerekiyor.”